A   -  dan  -  Z   ye  TOKAT   (AĞZI)   SÖZLÜK ve DEYİMLER

GABA- Büyük iri hantal,şişkin
GABADAYU- Güçlü kuvvetli,ezilenin yanında ezenin karşısında kimse
GABAH DADU- Bıktırmak,usandırmak,bezdirmek
GABAH ÇİÇEĞİ GİBİ- Utangaçlıktan sıyrılıp aşırı özgür davranmak
GABALA/GÖTÜRÜ- Toptan pazarlık,önceden anlaşarak yapılacak iş
GABALADAN- Sormadan izin almadan "gabaladan yıhmışın duvaru,neydecük şinci"
GABAN- Kürk,kocuk,mont
GABARTU- Şişik, kabarık, kabarcık
GABGACAH- Tencere tabak vs.
GABIZ- Kabız
GABİ- Kalın kafalı anlayışsız
GABİR- Mezar
GABLICA- Ilıca,kaplıca
GABLIH- Geniş mutfak rafı
GABUNSAMAH- Benimsemek,başkasına ait bir şeyi haksızca kendine maletmek.
GAÇAHCU- Kaçakçı
GAÇIL- Çekil
GADA- Dert bela kaza "gadaların alayım,kız seni nerde bulayım"
GADDEM- Kadar
GADEHDAŞ- Kadeh arkadaşı,dert ortağı
GADI- Yargıç
GADİLLİK- Haksızlık "gadillik etmen herifcioğlu zati yarım ahıl"
GAFADAN GONTAH- Geri zekalı
GAFAKAĞIDI- Nüfus cüzdanı
GAFESLEMEK- Birini emri etkisi altına almak
GAFİLE- Kervan,topluluk,kafile
GAĞEL- Çırpılan cevizi yeşil kabuğundan ayırmak
GAĞNI- Öküz arabası
GAHBE- Gözü dışarda olan kadın
GAHGÜL- Perçem
GAHIŞMAH- Yapılan iyiliği tekrar tekrar hatırlatmak "ikidebür başıma gahma"
GAHIŞLAMAH- İtelemek,suçlamak "hocaya neğüçün gahışladın beni lan"
GAHURDAH- Kavrulmuş kuyrk yağı
GAHMUH- İteklemek,kabaca dürtmek
GAHMUH/GAĞURUH- Balgam
GAHŞAMAH- Gevşemek eskimek
GAHŞATMAH- Yerinden oynatmak
GAK- Meyve kurusu
GALABA- Kalabalık bolluk
GALAFATLU- İriyarı gösterişli fiyakalı
GALANTOR- Zengin
GALDIRIM MÜYENDİSİ- Boş gezer,avare,işsiz
GALEKDERSİZ- Karaktersiz
GALEM EFENDÜSÜ- Okumuş yazmış kültürlü
GALBUR- Kalbur
GALBURÜSDÜ- Variyetli,mevki sahibi
GALİ- Artık
GALUH- Evlenmemiş kız
GALÜRÜFÖR- Kalorifer
GAMAŞMAH- Göz ve dişler için rahatsız durum "dişlerim gamaşdı"
GAMGA- Kuru ağaç kabuğu
GAMMAZ- İspiyoncu
GANCIH- Dişi/kalleş
GANDİL- Gazyağlı camsız lamba,İdare lambası
GANIRTMAH- Yerinden sökmek oynatmak kaldırmak esnetmek
GANİMET- Çok bol fazlaca
GANLI BIÇAHLI- Fazla düşmanca,öldüresiye
GANTARIN DOPUZU- Ölçüsüzce,ayarını kaçırmak,abartılı
GANURUH- İnatcı
GAMÇİ- Ucuna ip bağlı ince değnek
GAPAH- Kapak
GAPCIH- Herhangi bitkinin dış yüzü
GAPIGOMŞU- Yan komşu
GAPILANMA- sığınma,yer edinme
GAPISIZKÖYLÜ- Girdiği odanın kapısını açık bırakan
GAPUT- Asker paltosu,ağır yün palto
GARACAHIL- Okuma yazma bilmeyen,bilgisiz
GARAÇALU- Ara bozucu
GARABET- Talihsiz
GARADÜZEN- Öylesine,metodsuz plansız
GARATAVUH- Bir cins kuş,kara tavuk
GARATOHUM- Soğan tohumu
GARB- Batı
GARDAŞ- Kardeş
GAREZ/GARAZ- Kin
GARGARA- Boş laf,boşa konuşma
GARGI- Sebzelerin sarması için yanlarına dikilen uzunca çubuk
GARIH- Sebze ekmek için açılan yer
GARINDAŞ- Kardeş,kızkardeş,kardeşlik
GARMANÇORMAN- Karmaşık
GARYOLA- Yatak
GASDEN- Bilerek isteyerek,kasıtlı
GASNAH- Sini altlığı,yuvarlak elek çerçevesi
GASAVET- Keder,elem üzüntü
GAŞGOL- Atkı, boyun bağı
GAŞUH- Kaşık
GAŞUHLUH- Kaşık kabı
GATIH- Ayran,ekmeğin yanında yenecek şeyler
GATMER- Yağlanarak sacda pişirilen hamur
GAYBET- Gıybet
GAYDE- Ritim "aha bu gaydeye içülür"
GAYFALTU- Kahvaltı
GAYGANA- Yağda yumurta
GAYGU- Endişe tasa,kaygı
GAYIRMAH- Taraf tutmak,kayırmak,araya girmek,ortayı bulmak
GAYIŞ- Kemer
GAYIM- Sağlam pek,sıkı
GAYHILMAH- Yana yatmak
GAYİL- Kabul,anlaşma,razı olan
GAYLOLMAH- Razı gelmek,kabul etmek
GAYMAH- Kaymak
GAYNAH- Göze,pınar,kaynak
GAYPAH- Sözünde durmayan
GAYRI- Artık,bundan böyle
GAYSAH- Yemek soğurken üzerinde oluşan tabaka
GAYYA GUYUSU- Görünmeyen,bilinmeyen uçsuz bucaksız
GAVİ- Kalın,sağlam
GAVİL- İddaa,bahis "gavilleşdük cimbom beş çeker:))"
GAVİM- Topluluk,kavm
GAVUR- Ecnebi,yabancı
GAVUR ETMEK- Bir işi batırmak,üstesinden gelememek
GAVLAĞAN- Çınar ağacı
GAZEL- Kuru yaprak
GAZI GOZ GOCAGARIYI GIZ ANLAMAH- Herşeyi ters anlamak
GAZUH- Kazık
GEBERMEK- Ölmek
GEBERÜK- Ölü ölmüş gibi
GEBEŞ- Şişman, aptal
GECEĞONDU- Küçük baraka ev,yapı
GEÇE- Kıyı, yaka "ırmağan garşı geçesine bi geçebilürsek"
GEÇİBUYNUZU- Baklagillerden doğal yetişen ağaç türü
GEÇİSAHALLI- Tipsiz,suratsız
GEÇÜK- İhtiyar yaşlı, geçmiş
GEDHÜDA- Kahya
GEDÜK- Eksik
GEDÜKAĞAZ- Dİşi eksik kimse
GEH- Gel
GEHGEH- Ateşli hastalık
GEJGERE- İki kişinin taşıyacağı dört kollu el arabası
GELBERİ- Tırmık,fırın ateşi çekmeye yarayan alet
GELENBE- Koyun yatağı
GENNEŞMEK- Esnemek
GERCÜK- Boş konuşan,şımarık ukala "emme gercükleşdin ahşam vahdı"
GERME- Tahta perde
GET- Bırak,boşver
GETÜ- Getir
GICIR- Yeni
GIÇIGIRIH- Lafı sözü dinlenmeyen,makbul olmayan kimse
GIÇINI YIRTMAH- Boş yere kendini üzmek yormak konuşmak
GIDIH- Çene altı
GIDİK- Küçükbaş hayvan yavrusu
GIDIM- Küçük parça
GIDIM GIDIM- Azar azar
GILDIRGICIH- Ivırzıvır öteberi,fazla işe yaramaz
GILGUYRUH- Sinameki,leblebiden nem kapan
GILIF- Kın
GILİK- Hamur işi bir yiyecek
GILIHSUZ- Giyinmeyi bilmeyen,pasaklı
GILLANGIÇ- Kırlangıç
GILLI- Sinsi içten pazarlıklı
GINNATA- Klarnet
GINNAP- Kendir ip
GIPRAŞMAH- Hareket etmek,yerinden oynamak
GIPTİ- Cimri
GIRAAT- Okuma
GIRAĞATANE- Okuma evi, kahvehane
GIRAN- Hastalık,afet
GIRAFAT- Kravat
GIRAĞU- Kırağı
GIRBAŞ- Saçına ak düşmüş orta yaşlı kişi
GIRBO- KUrbağa
GIREMİS- Boyna takılan beşibiyerdenin incesi altın
GIRHBAYUR- Hayvanın kat kat olan midesi,şirden
GIRHIM- Koyunların kırpılması
GIRHILIH- Koyun kırpma makası
GIRIH- Kadının ilgi kurduğu erkek segili
GIRINTI- Ufak tefek
GIRLET- Köşe yastığı
GIRMA- Tek namlu av tüfeği
GIRNATACI- Klarnetci
GISDIRMAH- Sıkıştırmak
GISDALLAMAH- Sıkıştırıp tutka yakalamak
GISIR- Bulgur ve mevsim sebzeleriyle yapılan yiyecek
GISIR- Gebe,hamile kalamayan bayan
GITGANEĞAT- Çok yetersiz imkanlarla
GIYAH- İltimas,torpil geçme,güzel
GIYMIH- Çok sivri minik odun parçası
GIYTIRIH- Önemli olmayan şeyler,işler
GIVIH- Aralık
GIVRAH- Hızlı çabuk
GIZILCAGIYAMET- Ortalığın karışması, kavga gürültü,bağrışma
GIZINMAH- Kıskanmak
GİDİŞMEK- Kaşınmak
GİRİŞMEK- Kavgaya karışmak,dalmak
GİŞİ- Adam,koca
GİYOĞU- Damat
GOBAT- Kaba şişman biçimsiz
GOCACIH- Semerin arka tarafında yün ipinin bağlanmasına yarayan destek
GOCAGELÜN- Kaynana
GOCAĞARI- Yaşlı kadın
GOCAĞARI SOĞUĞU- Zemheri,kış ortası
GOCAĞARI MASALU- İnandırıcı olmayan
GOCUH/GOCUK- Mont,kısa palto,içi kürklü deri ceket
GOCUNMAH- Alınmak
GOCUHMAH- Sakınmak çekinmek, kaçınmak
GOÇAN- Mısır sömeği
GOÇAN- Defter sayfası yaprağı
GODES- Cezaevi
GOHUM- Parfüm esans
GOLBAĞI- Bilezik
GOLBASDI- Halk oyunu
GOLCU- Bekçi
GOLÇAH- Kolluk,Saat kayışı
GOMPOSTO- Hoşaf
GONAH- Otel
GONTURAT- Kontrat
GONUGOMŞU- Komşu,tanıdık bildik
GOPCA- Düğme
GOPGEL- Koşarak gel
GOPUH- Serseri
GOSDİL- Patates
GOŞUM- Atın üzerindeki malzemelerin tümü
GOYA- Sanki,yani
GOYVERMEK- Serbest bırakmak,bırakmak
GÖBEKDAŞI- Hamamlarda alttan ısıtılan mermer seki
GÖBEL- Erkek çocuk
GÖÇÜRMEK- Yıkmak kırmak devirmek
GÖDEK- Kısa boylu tıknaz
GÖĞNÜMEK- Solmak,ağarmak,çürümeye yaklaşmak
GÖKCE- Kışında yaprak dökmeden ağaçlarda asalak olarak yaşayan bitki
GÖMBE- Mayalı küçük ekmek
GÖMME DOLAP- Yüklük,gardrop
GÖNÜLLENMEK- Gönül koymak,küsmek
GÖRESİMEK- Özlemek
GÖTDAŞ- Arkadaş
GÖTDEN BACAH- Çok kısa boylu,bir işe yaramayan
GÖVERMEK- Olgunlaşmak/ hayvanı salmak
GÖYNEK- Gömlek
GÖZ- Yer altından çıkan içilecek su/nazar/Bölme
GÖZE- Kaynak suyun ilk çıktığı yer
GÖZLE- Bekle
GÖZLE SEN HELE- Bekle bakalım sen
GUBARMAH- Gururlanmak
GUBAT- Kaba,biçimsiz şişman
GUGUK- Fasulye tanesi
GULAÇ- Kulaç
GULAĞASMA- Önemseme,dinleme
GULAHLI- Kulplu kapaklı tava tencere
GULUNÇ- iki omuz arası
GUMA- ikinci eş
GUMANYA- Yolluk yiyecek içecek,mühimmat
GURBAĞA- Kurbağa
GURBAĞACIH- İngiliz anahtarı
GURİK- Eşek yavrusu,sıpa
GURNA- Hamam kurnası
GURSAHLI- Doymak bilmeyen/akıllı,iyi ahlaklı,gururlu,çalışkan
GURUSIHI ATMA- Boş laf,boşa gereksiz konuşma
GUSGUS- Hamur işi yuvarlak makarna türü
GUŞANE- Büyükçe bakır kap
GUSMUH- Kusmuk
GUŞLASDİĞİ- Sapan
GUŞLUH- sabah öğle arası
GUTLU- Mübarek,saygıdeğer
GUYLAMAH- Toprağın altına saklamak
GUYTU- Gözden uzak gizli yer
GUZUGÖBEĞİ- Mantar türü
GÜBÜR- Ufak tefek toz çöp
GÜCÜCÜK- Minik
GÜĞÜM- Su yada süt taşıma kabı
GÜMELE- Çalı çırpıdan yapılmış kulübe
GÜNNÜKCÜ- Yevmiye çalışan işçi
GÜMBEDENEN/GÜRPEDENEH- Birdenbire
GÜRBÜZ- Sağlıklı, kuvvetli, dayanıklı
GÜRUH- Kalabalık
GÜTMEK- Takip etmek sahiplenmek
GÜVERMEK- Yeşermek,açmak
GÜYAĞE- Damat,güveyi
GÜYEÇ- Güveç

 


Gailesiz baş yerin altında.
Gardaş gardaşı atar, yar başında tutar.
Garı vardur gocayu yeşül yaprah eder. Garı vardur gocayu gara toprah eder.
Garip hırsızlığa çıksa, ay ilk aksamdan doğar.
Garip itin kuyruğu döşünde gerek.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar
Gavura kızıp oruç yeme.
Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını çalar.
Gayret ve sebat her zorluğu yener.
Geç olsun güç olmasın.
Gelin ata binmiş, gör nereye inmiş.
Gelin atta, kısmeti yâdda.
Gelini bindirmişler deveye, gör kısmet nereye.
Gençliğinde oynamadık tay olmaz.
Gençlikte kazan, kocalıkta ye.
Gıramınan yiyen dirheminen çıkarır.
Giden gelse dedem gelirdi.
Gizlice öğürseyen, eşgere buzağlar.
Goca cevüz gocaduhca, ışgun verü budaduhca.
Gökyüzünde düğün var desen, kadın merdiven kurmaya kalkar.
Göl yerinden su eksik olmaz.
Göle su gelinceye kadar, kurbağanın gözü patlar.
Gönülsüz köpek kurda gitmez.
Görmedüğün bir oğlu olmuş, tutmuş bacağını ayırmış.
Göz bakar can çeker.
Görmedüğün oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış.
Gözünün önündeki merteği görmez, Hasan Dağına oduna gider.
Gurahlıktan gıtlıh olmaz, yağarlıktan gıtlıh olur.
Güddüğü üç dene davar, ısılığı dağları dutar.
Gurbette övünmek, hamamda türkü çığırmaya benzer.
Güneş çarığı sıkar, çarık ayağı

 

- H -
HABİRE- Devamlı,sürekli,durmadan
HACAMAT- Vücuttan kan çıkartma
HACAT- Alet edevat/ tuvalet ihtiyacı
HADİN- Hadi
HAHUD- İşe yaramaz eski "gıcır bisükledünde hahudunu çıhardın"
HAKKATMİ- Sahimi
HALBUR- Elek,kalbur
HALBUSEMKİ- Fakat,ama,halbuki
HALLAÇ- Yün çırpan kimse
HALLEŞMEK- Yükü birlikte çekmek/dertleşmek
HALVA- Helva
HAĞBE- Heybe
HAMPA- Arkadaş akran "aha hampaların geliyo gene"
HAMUD- Eşeğin boynu acımasın diye konulan bez vb.
HANAY- iki katlı kerpiç ev
HANUT- Dükkan tezgah,serbest arabulucu
HARAR/HARAL- Büyük çuval
HARG/HARK- Küçük su yolu
HARİÇDEN GAZEL- Kendisini ilgilendirmediği halde yorum yapmak,konuşmak
HARNİMPARNİM- Darmadağın,karışık
HARRAÇ- Israr "yoh diyom emme harraç gelecen diyo"
HASAB- Hesap
HASDE- Hasta
HASDELÜG- Hastalık
HAŞAD- yorgun bitkin bozuk "haşadım çıhtı boğön"
HATINGIZ- Hanım kız
HAYBEDEN- Beleş bedava karşılıksız
HAYBEYE- Boşuna
HAYHAY- Evet tamam
HAYIFLANMAH- Üzülmek,sıkılmak
HAYIN- Hain
HAYRAT- Genelde hayır için yapılan akar çeşme
HAYVAH- Eyvah
HAVAS- İstek,heves
HAZETMEK- Sevmek,istemek özlemek
HAYAT- Avlu
HAYLAZ- Yaramaz
HE- Evet,tamam
HECİN- Büyük,iriyarı
HEÇ- Hiç
HEDER- İşin değerinin düşmesi,yoktan zarar ziyan
HEDİK/HEDÜK- Haşlak buğday
HEĞ- Küfe,büyük sepet
HEĞRİ- Sende
HELA- Tuvalet
HELBET- Elbet
HELEKİ- İyiki
HELLE- Un çorbası
HELKE- Kova
HELÜKHÜLÜK- Ufak tefek,ıvırzıvır,küçük taşlar
HEMİ- Öylemi
HEREK- Meyve sebzelerin sarkmaması için destek olarak yanlarına çakılan sırık
HERİ- Yahu "yoh heri gerçek oğlemi demiş"
HERİF- Adam erkek eş
HERG- Sürülmüş tarla
HERGELE- Büyüğünü küçüğünü bilmeyen,kaba,arsız
HERİFCİOĞLU- Herhangi biri,kimse "herifcioğlu yörüdü getdi"
HEYRAN- Hayran
HEZEN- Tek odalı kulübe,bahçe evi
HEZEN- Uzunca ağaç "hezen gibi herif emme bide işe yarasa"
HERSLENMEK- Sinirlenmek "herif çoh hersli yanına sohulma"
HIDRELLEZ- Baharın gelişi
HILLI/HIRLI- Doğru,düzgün uslu "bi hıllı dur yaa"
HIMBIL- İşe yaramaz tembel
HIRBO- Salak,zıpır
HIRHIZ- Hırsız
HIRGÜR- Kavga dalaş itişme
HIRHA- Yelek
HIRPANİ- Perişan derbeder kılıksız
HIRPALAMAH- Sarsmak
HIMBIL- Tembel uyuşuk
HIRTLAH- Gırtlak
HİĞBE- Birşeyleri karşılıksız vermek,bağış
HOMURDANMAH- Söylenmek
HOROZLANMAH- Diklenmek
HOROZVAHDI- Sabahın çok erken
HOŞBEŞ- Sohbet
HOŞİK- Yalaka yağcı
HOYRAT- Kaba ,kırıcı
HOZAN- Ekilmemiş yoz tarla
HÖDÜK- Kaba anlayışsız görgüsüz
HÖKÜM- Yargı kararı
HÖLLÜK- Beşik toprağı
HÖMKÜRMEK- Kızmak,sinirlenmek "hömkürme hemen,bişeymi dedik sana"
HÖTÜRÜK- İshal "genelde hayvanlar için kul."
HÖPÜRDETMEK- Birşey içerken ses çıkarmak
HÖYKÜRMEK- Ağlamak
HUDUD- Sınır
HUMAR- Kumar/ baygın bakışlı
HURÇ- Heybe,büyük bohça
HURDAHAŞ OLMAH- Kırılıp dökülmek,parçalanmak
HURİ- Genç güzel kadın
HÜLEFE- Beleş,bedava "gene hülefeye gondun len"
HÜLLE- Misket kuyusu

 


Harmana giren porsuk, dirgen yemeden çıkmaz.
Harmana giren porsuk, dirgenden korkmaz.
Has düdük kuru söğütten kavlamaz.
Hasım hasmı ateşe atar, dost başta tutar.
Hasmın karınca ise de merdane bil.
Hasta yatan değil, vadesi dolan ölür.
Hastaya çorba sorulmaz.
Hastaya kar sorulmaz.
Haydan gelen huya gider.
Haydan gelen huya gider, yelden gelen sele gider.
Hayvanın alası dışında, insanın alası içinde.
Hazıra dağ dayanmaz.
Her kütüğün başında karınca toplanmaz.
Her horoz kendi çöplüğünde öter.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Her Arı bal yapmaz.
Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
Herkes kaşık yapar ama, sapını ortasına getiremez.
Herkes kazandığını yese, aptal acından ölürdü.
Herkes sanatının kölesidir.
Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat.
Hıyar akçesi ile alınan eşeğin ölümü sudan olur.
Hileden onsaydı fare onardı.
Hileli pazar, mideyi bozar.
Hısım ile ye iç ama alış veriş etme.
Hizmet etmeyi öğrenmeyen efendilik edemez.
Hocanın dediğini yap yaptığını yapma.
Hop deme ile dere atlanmaz.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horozu çok olan köyde, sabah tez olur.
Huylu domuz huyundan vazgeçmez
Hacı hacıyı Mekke’de,hoca hocayı tekkede,puşt puştu dakkada bulur.
Ha sana, ha bana, işler kaldı kel Hasan’a.
Hafif taşla kıç silerler, ağır taşla okka döverler.
Hak deyince akan sular durur.
Halep ordaysa, arşın burada.
Haline bakmaz hanım, duvarı atlar.
Hamama giren terler.
Hareket olmayan yerde, bereket olmaz.
Harman kabarır, sahibi kubarır, çerik getirir haberi

 - I,İ -

IBRIH- İbrik,sürahiye benzer su kabı
ICIĞI CICIĞI- İçi dışı,sağı solu hertarafı
IH/IHMAH- Çök,çökmek "ıhın lan bekcü geliyo:))"
IHBAL- Baht,ikbal
IHINMAH- Zorlanmak
ILIŞLA- Sıcağı soğutma "aba çoh sıcah ecük ılışla gı"
IPISLAH- Çok ıslak
IPISSIZ- Çok tenha,sessiz
IRAH- Uzak
IRAHI- Rakı "ırahı içemiyoh bi şüşe gazuz ver bellim:))"
IRAZ- Baht,talih mutluluk
IRGALAMAH- Sallamak "ecükdaha ırgala depedeki dutlar duruyo"
IRGAT- Ağır işçi,amele
IRIZ/IRZ- Namus
IRZIGIRIH- Soyu belirsiz,soysuz
ISCAH/ISCAHLIH- Sıcak/hamam
ISGARTA- Eskimiş,işe yaramaz vs.
ISMARIŞ- Sipariş
IŞGIN- Ağaç sürgünü,filiz
IVIRZIVIR- Önemsiz şeyler "gabasını al ıvırzıvırları heç elleme"
IZBANDUT- İriyarı güçlü
İBİ- Hala
İÇİ GIYILMAH- Açlık duymak/mide ekşimesi
İDARE- Camsız gaz lambası
İFRİT- cinler vb. varlıklar
İFRİT OLMAK- Çok kızmak acayip öfkelenmek "yine ifrit oldum:)"
İĞDİŞ- Erkekliği alınmış
İKRAH- Bıkkınlık,nefret
İKÜCANLI- Hamile,gebe
İKÜNDÜ- İlkindi vakti
İLAZIM- Gerekli lazım
İLEÇBER- Rençber,çitçi
İLEĞEN- Leğen
İLENMEK- Beddua etmek
İLERKİĞÜN- Geçen gün
İLİF- Lif
İLİSDÜR- Büyük süzgeç
İLİŞMEK- Yakalanmak tutulmak
İLLAĞAM- İllaki
İLLET- Hastalık
İLMABER- İkametgah belgesi
İNCÜ/İNDİ- Şimdi
İRESİM- Resim
İREZİL- Rezil
İRİLİUFAHLI- Karışık
İSKEMLE/Bİ- Sandalye
İŞGEFE- Yufka
İŞGİLLÜ- Alıngan kuşkucu
İŞGİLLENMEK- Kuşkulanmak
İŞLİK- Yakasız gömlek/iş için giyilen elbise
İŞMAR- İşaret,kaşla gözle işaret etme
İŞVE- Kadınların aldatıcı hoş tavırları
İTBURNU- Kuşburnu
İTDİRSEĞİ- Arpacık,gözkapağında çıkan sivilce
İT OTLATMA- İşsiz gezmek,boşta kalmak
İTÜZÜMÜ- Böğürtlen
İVEZ- Küçük sinek
İVİĞİCİVİĞİ- Tüm ayrıntıları detayları
İVMEK- Acele etmek
İYEĞİ- Eye,törpü "orağı emme iyeğlemişin usdura olmuş"
İZÜNNAME- Resmi nikah belgesi,izin belgesi

 


Irgatın kötüsü akşama doğru kıvrar.
Irgatın kötüsü gün aşarken çalışmaya başlar.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
Isırgan otuyla göt silinmez.
Isıracak it, dişini göstermez.
İçi beni yakar, dışı eli.
İnersin gönlüm inersin, attan eşeğe binersin. O’nu da bulamazsan yaya gidersin.
İşini bilmeyen çavuşlar, döner bokunu avuçlar.
İşten artmaz, dişten artar.
İtin dayısı olmaz.
İt ile yatan, pireyle kalkar,
İti an, çomağı hazırla.
İti dövmektense korkutması daha iyidir.
İti öldürene sürütürler.
İtinen dalaşacağına, çalıyı dolaş.
İtin hatırı yoksa sahibinin hatırı var.
İtin duası kabul olsa, gökten kemik yağar.
İt bok yemeye tövbe etmez.
İt ilen sidik yarıştırmaya kalkma, kaşığını çatlatma.
İt ite buyurur, it de kuyruğuna
İt kağnı gölgesinde yatarmış da, kendi gölgem sanırmış.
İt korktuğu yerde pek ürür.
İte dalanma, çalıyı dolan.
İti an, çomağı eline al.
İtin ayağını taştan esirgeme.
İtin başında takke durmaz.
İtme el kapısını el ucuynan, iterler kapını omuz gücüynen.
İnanma dayına, ekmek al yanına.
İnsan çiğ süt emmiştir
İnsan eti ağır olur.
İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez.
İnsanın yere bakanından, suyun ağır akanından kork.
İp koptuğu yerden ulanır.
İş başa düşünce gayret dayıya düşer.
İslam’ın şartı beş, altıncısı insaf demişler.
İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
İşten artmaz, dişten artar.
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir.
İyi türkü kırk gün söylenir.
İyiliğe iyilik her adam işi, kötülüğe iyilik er adam işi.
İyilik et de denize at, balık bilmezse halik bilir.
İyilik et kele, övünsün ele.

MEMLEKETİM TOKAT