A   -  dan  -  Z   ye  TOKAT   (AĞZI)   SÖZLÜK ve DEYİMLER

 

- P,R -

PAÇALARI SIVAMAH- Bir işe kalkışmak,başlamak
PABUÇ- Ayakkabı
PAHLA- Bakla
PALAZ- Civcivlikten çıkmış kümes hayvanları
PALAZLANMAH- Varlığı artmak,zenginleşmek "herif iki yılda palazladu:))"
PALLANPOŞ- Dağınıklık
PAMUH- Pamuk
PANGA- Banka
PANTUL- Pantolon
PANGINOT- Kağıt para
PAPAH- Tüylü tiftikli şapka
PAPAZHARMANI- Çok dağınık
PARE- Parça "nöğrüyon cüğer parem"
PARDU- Ucu bezli fırın temizleme sopası
PARLA/PALLA- Koş,kalk,hareket et "hadi parla şordan bi cuğara gap gel"
PARPU- DAyak
PARPULAMA- Hafifce vurarak dövmek
PARTAL- İnandırıcı olmayan laf söz
PARTAL- Çok kullanılmış yıpranmış
PARTAVAL- Yalan hikaye,gerçek olmayan, mesnetsiz
PASA- Devamlı,durmadan sürekli
PATA- Oyunda eşitlik,berabere kalma
PATAH- Dayak
PATAHLAMAH- Dövmek,dayak atmak
PATALAH- Şişman topalak
PATAVATSUZ- Saygısızca konuşup davranışlarına dikkat etmeyen
PATDADAH- OLur olmaz,ansızın
PATLAH- Patlamış mısır
PATTİS- Patates
PATOS- Ekinin buğday ve samanını ayıran araç
PATRAMBA- Kavga gürültü
PAYANDA- Destek
PEHLİ- Kuzu etli patlıçan yemeği "pehlülü piloğ ossada yesek şinci"
PEKLEMEK- Temizlemek
PELVANE- Pervane
PELVER- Kıvamlı meyve ezmesi
PENÜKMEK- Şaşırmak korkmak
PEPE- Kekeme
PEPÜL- Peltek konuşan
PERDAH- Sıvama,düzeltme
PEŞKİR- El bezi,küçük havlu
PEZÜK- Pancar yaprağı,pazı "türkü;pancar pezük değelmi"
PIRTI- Giysi
PISGIRIH- Aksırık,hapşırık
PISIRIH- Çekingen
PISMAH- Sinmek
PIŞŞIIH- Yok yaaa! Öylemiii! "pışşııh avucuğu yalarsun:)))"
PİLOĞ- Pilav
PİMPİRİKLİ- Şüpheci,kuruntulu vesveseli
PİN- Kümes
PİNEK- Kümes hayvanlarının tünediği yer
PİNNİK- Kümes
PİRELENMEK- Şüphelenmek
PİRİKET- Yapı malzemesi
PİRÜÇ- Pirinç
PETNİ- Ahırdaki hayvan yemliği
POHPOHLAMAH- Birini gereğinden fazla övmek,
POTİN- Erkek ayakkabısı
PÖÇ- Kuyruk sokumu
PÖHREK/PÖĞREK- Kiremit su borusu,düdük
PÖNÇEK- Meyvelerin hemen dibindeki yaprak ve dallar
PÖRÇÜK BÖLÜK- Bütünlüğü olmayan
PÖRTLEK- Gözleri dışarı çıkık
PROCE- Bilimsel çalışma tasarısı
PUL- Düğme
PUNDUNA GETİRMEK- Birşeyi yapmak için uygun zaman ve zemin bulmak
PUSMAH- Korkup büzüşmek,sinmek saklanmak
PUŞTA- Tomruk biçilirken kenarından çıkan,bir yanı yuvarlak tahta
PÜRÇEK- Yandan önden sarkan saçlar
PÜRPÜRÜM- Semiz otu
PÜSGÜĞÜT- Bisküvi
RAHAM- Rakam
RAHI- Rakı
RAZU- Razı
RECİ- Tekel
REZİLRÜSVA- Toplum içinde ayıplanacak duruma düşme

 

Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar.
Parasız tellal bağırmaz.
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz.
Parmağının girmediği yere başını sokma.
Pazar kuruldu, hesap bozuldu.
Pek yaş olma sıkılırsın, pekde kuru olma kırılırsın.
Pekmezi küpten, kadını kökten al.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.
Peşin avrat alır, veresiye ardından sövdürür.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Püf demeye dudak ister
Rüzgâr esmeyince, yaprak oynamaz.
Rüzgâra tüküren, yüzüne tükürür.

 

 

- S,Ş -
SABİ- Küçük çocuk
SACAYAH- Ateşin üzerine konan üç ayaklı köşeli demir
SADAHA- Dilenciye verilen para
SADIR- Hayvan sidiği
SAFLAŞDURMA- Sıraya dizme
SAFSATA- Temelsiz asılsız laf söz
SAFTORİK/SAFTİRİK- Budala,ahmak,saf,acemi
SAĞALMAH- İyileşmek
SAĞDIÇ- Düğünde damada klavuzluk eden arkadaşı
SAĞMAL- Süt veren hayvan
SAĞMAL İNEK- Aptal yerine konulup kendisinden sürekli çıkar sağlanan kimse
SAĞUCU- Süt sağan kimse
SAHALI SAYDIRMAH- Saygınlığını kaybetmek
SAHAN- Bakır tabak
SAHANLIH- Mutfak
SAHANLIH- Kapı girişleri ve merdiven başlarındaki geniş yer
SAHAR- Sakar
SAHINCALI PİYADE- Kendisine güvenilmeyen,heran bir halt yapacak olan kimse
SAHINCASUZ- Bir mahzuru yok
SAHINHA- Yapma anlamında,yapılması istenmeyen davranışa engel olmak için söz
SAHINTI- İhtiyat,tedbir "benim sahıntılanacah durumum yoh"
SAHURLUH- Sahurda yenecek şeyler
SALAHANA- Boş gezen,aylak tembel
SALHIMSAÇAH- Kalabalık,iç içe
SALLANGAC- salıncak
SALLAPATİ- Düşünmeden saygısızca davranan
SALMASDURA- Sızdırmayı önleyen ince keten ipliği
SAPA- Çıkmaz yol
SAPAH- Yol ayrımı,aykırılık
SAPARTA YEMEK- Terslenmek,azarlanmak
SAPIR SAPIR DÖKÜLMEK- Başarısız olmak
SAPISİLİK- Sözünü dinletemeyen,kişiliksiz,karaktersiz
SARAC- Koşum ve eyer takımı yapan kimse
SARHIH- Uzanmış,sarkmış
SARMAN- Sarıya çalan,sıcakkanlı cana yakın
SARPA SARMAH- Çözümü güç bir durumda kalmak "işler gene sarpa sardu"
SARSAH SURSAH- Titreye titreye,sallana sallana
SARSUH- ANlayışsız düşüncesiz/yaşlılık hastalık
SARU ÇİYAN- Sarışın, sinsi hain kimse
SARU LİRA- Altın sikke,büyük para için bir söz "Şu saru liralaru bi görek hele"
SARUYAĞ- Tereyağı
SASI/SASIH/SASU- Tatsız tuzsuz,küflü çürük gibi kokan
SAVAH/SAVACAH-Suyun ayrıldığı yer
SAVRUH- Savrulmuş derbeder,elinde avcunda birşey tutmakta zorlanan
SAVSAHLAMAH- Baştan savma iş yapmak,ertelemek,ihmal etmek
SAVURGAN- Tutumsuz,idaresiz
SAVUŞMAH- Bir yerden gizlice kimseye çaktırmadan ayrılmak:)
SAYMIDİYON- Gerçekmi diyorsun
SAZAH- Esinti yel
SECİYESÜZ- Karaktersiz
SEDE- Sade
SEDE- Hepsi,yalnız tek
SEDEYAĞ- Tereyağ
SEF- Saf
SEF- Saf,sıra,hiza
SEFTAH- İlk
SEĞERMEK- Vücudun biryerinin istem dışı titremesi
SEĞERT- Koş hareketlen
SEKU- Ceket
SEKÜ- Ev önünde oturulacak yüksekçe yer
SEKÜLEME- Toprak kaymasın diye merdiven şekline getirme
SEKÜTMEK- Es geçmek "şoralarıda mağellemeyi sekütme"
SELBES MESLEK- Biryere bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak için yapılan iş
SELVET- Zenginlik,mal mülk
SEME- Tembel uyuşuk "galh hadi, seme tavuh gibi oturma orda"
SEMİZ- Tavlı besili
SEPDÜRÜK- Küçük çiş
SEPET HAVASU- İşten çıkartmak,kovmak "sepet havasunu çohdan hah etdün emme"
SERFOŞ- Sarhoş
SERGÜ- Alıcının görüp alması için dizilmiş şeyler ve dizildiği yer
SERKEŞ- Başkaldıran,asi
SERPENE- Asma ve meyve dallarına sarkmaması için destek odun
SERSEMSEPELEK- Kendine gelemeden,sersemliği geçmemiş
SESSÜZ SEDASUZ- Kendi halinde sakin
SEVİNDÜRÜK- Çok sevinçle duyulan heyecan
SEYİS- Üç yaşını aşmış keçi
SIÇAN GUYRUĞU- Eğe, törpü
SIÇAN DÜŞSE BAŞU YARULUR- Hiçbir şey yok,bomboş anlamında
SIÇIRTMAZ ETMEK- Fazla üzerine gelmek,ısrar etmek
SIFAT- Yüz,çehre
SIĞA- Derin olmayan su,sığ
SIĞIRTMAÇ- Çoban
SIHBOĞAZ- Birşey yaptırmak için birini zorlamak,baskı yapmak
SIHIFIHI- Çok samimi,yakın
SIHILI- Kilitli "bahcaya çıharken gapıyu sıhıla gız"
SIHMAÇ- Kompresör
SIHUYA GELMEK- Zorlanmak,güç durumla karşılaşmak
SINAMAH- Denemek,tecrübe etmek,değerini anlamak
SINIHCI- Kırık çıkıkçı
SIRACALI- Hastalıklı,işe yaramaz,tüberküloz
SIRILSIHLAM- Ip ıslak,çok ıslak
SIRIMAK- Yorgan döşek kenarlarını kalın iğneyle dikmek
SIR GÜPÜ- Çok sır bilip açığa vurmamak
SIRSIL- İnatçı,arsız
SIRTARMAH- Olur olmaz gülmek,sırıtmak
SIRRA GADEM BASMAH- Yok olmak,ortadan kaybolmak
SIŞDU CAFER BEZ GETÜR- Birinin berbat bir iş görmesi,başarısız olması
SIVAŞLAMAH- El içi ile düzler gibi yapmak,okşamak sevmek
SIVAŞMAH- Bulaşmak yapışmak
SIYIRGI- Tahta kürek,bir tür bıçak,bıçkı
SİFTLENMEK- Haksız yolsuz kazanç
SİFTİNMEK- Çıkarı için etrafta dolaşmak
SİĞMEK- İşemek
SİĞNEMEK- Sığınmak
SİLLE- Tokat
SİNOR- Sınır,hat
SİMİL- Aptal beceriksiz
SİNDİRMEK- Korkutmak,pusturmak
SİNİTMİŞ- Fesat,fitneci,saman altından su yürüten
SİNMEK- Kendini göstermeden saklanmak,pusmak
SİRKE- Bit yumurtası
SİTİL- Kova,bakraç
SİVRÜ AHULLU- Acayip düşünceleri olan kimse
SİYATÜK- Siyatik,kalça sinirleri hastalığı
SOFA- Salon
SOĞUKLANMAH- Serinlemek
SOHAH GAPISU- Evin dış giriş kapısı
SOHRANMAK- Söylenmek,homurdanmak
SOHU- İçinde bulgur dövülen oyuk taş "evlerinin önü sohu..."
SOHULGAN- Cana yakın,munis
SOHUM- LOkma
SOLUHLANMAH- Dinlenmek nefes almak
SOMYA- Demirden yatak altlığı
SORUTMAH- Ayakta durmak
SOYHA- Ölünün kalan eşyaları/yaramaz kötü hayırsız/kirli çamaşırlar
SOYTARU- Davranışlarıyla insanları güldüren kimse,maskara,soytarı
SOYUNUP DÖKÜNMEK- İş elbisesini çıkartıp ev içinde rahat şeyler giymek
SOYUP SOĞANA ÇEVÜRMEK- Hiçbir şey bırakmadan herşeyini almak
SÖĞE/SÜVE- Kapı pencerenin duvara monte edildiği yer
SÖMEK- Mısırın taneleri çıktıktan sonra kalanı
SÖĞÜRME- Ateşte közlenerek foslanmış patlıcan
SÖĞÜŞLEMEK- Dolandırmak "ahşamınan humaranede eyi söğüşlendük"
SU DÖKMEK- Küçük çiş yapmak
SUDAN ÇIHMIŞ BALIH- Ne yapacağını bilememek, şaşırmak,afallamak
SULU ZIRTLAH- Limon,laubali, ukala
SUSAH AĞAZLU- Anlamsız boş boş konuşan
SULUH- Banyo havlusu
SUSAH- İçi oyulup kurutulmuş su kabağı
SUVA- Sıva
SÜFLÜ/SÜFLİ- Alçak aşağılık sefil kılıksız
SÜLÜK- Salyangoz
SÜMKÜRÜK- Sümük
SÜMSÜK- Yılışık uyuşuk,herşeye imrenen/bir tür deniz kuşu
SÜMSÜK- Yumruk
SÜNE- Yarım kanatlılardan bitki zararlısı bir böcek türü
SÜNEPE- Bakımsız uyuşuk mızmız
SÜNGÜSÜ DÜŞÜK- Sağlıksız,hasta gibi
SÜNMEK- Uzamak uzanmak
SÜRÜNCEME- İşin sonuçlanıncaya kadar boşuna uğradığı gecikmelerin tümü
SÜRÜSÜNE BEREKET_ Çok fazla,pek çok
SÜSLÜPÜSLÜ- Göze çarpacak kadar aşırı süslü,göz alıcı
SÜTÜ BOZUH- Kötü soydan gelen,soysuz
SÜZÜK- Süzgün,baygın
SÜZÜM SÜZÜM SÜZÜLMEK- Kendini beğenmiş bir tavırla bakınmak,dolaşmak
ŞAĞKÜL- Çekül,duvarı düz örmek için sarkıtılan ucuna ağırlık bağlı ip
ŞAHBAZ- Hızlı çabuk "ayağuna bek şahbaz dedesü gibi"
ŞAHMARAN- Yılanların başı
ŞAHIRŞUHUR- Fazla gürültü şakırtı çıkarmak
ŞAHŞAHCI- Yalaka/parayla tutulan alkışçı
ŞALAH- Geçmiş kavun
ŞAMAR- Tokat
ŞAMBABASU- Hayırsız baba
ŞAP- Çok tuzlu
ŞAPLAH- Tokat
ŞAVG- Işık
ŞEBEKLEŞMEK- Komik olmak,komik duruma düşmek
ŞER- Kötü,yaramaz
SIRTARMAH- Pişkin pişkin gülmek
ŞIPSEVDÜ- Görür görmez aşık olan seven
SIVIŞMAH- Sessizce ortadan kaybolmak "bi dakgada nere sıvışdın hayret"
ŞEREMET- Tez canlı,heyecanlı
ŞİBERÜK- Şımarık
ŞİKİLSÜZ- Tipsiz şekilsiz
ŞİLTE- Yatağın içindeki yün
ŞİMCİK/ŞİNCİK- Hemen şimdi
ŞİP- Çabuk "kirazlaru şipir şipir dopladuh emme ahşamuda etdük"
ŞİPELEK- Aceleci
ŞİRELİ- Tatlı
ŞİŞEK- Doğurmamış koyun
ŞİŞİNMEK- Gururlanmak
ŞİŞMEK- Şımarmak
ŞOR- Tuzlu,çok tuzlu "yemek emme şorlu olmuş garı,tensiyonum dama çıhdı billah"
ŞORDAN- Oradan
ŞORDAN BURDAN- Rastgele birçok yerden
ŞORUH- Salya
ŞOSA- Kaldırım yaya yolu "şosayı tahıp et yüz metire ilerüde"
ŞOŞARTMAH- Abartmak
ŞOYANNI- Şu taraf
ŞÖFÜK- Salya sümük
SUNCACIH- Bu kadarcık,cok az
ŞUNCAĞAZ- Küçücük,bu kadar
ŞURACIHDA- Yakın ve belirli bir yerde
ŞÜŞE- Şişe "ahşamınan bi şüşe ırahıyı bitürdükya"

 

 


Sabahın hayrı, akşamın şerri.
Sabreden derviş, murada ermiş.
Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.
Sac tava geldi hamur tükendi, demir tava geldi ömür tükendi.
Safı cehenneme koymuşlar odunum yaş diye bağırmış,
Sağ gözün sol göze faydası olmaz.
Sağır duymaz uydururmuş.
Sahipsiz sürüyü kurt kapar.
Şaire lazım olan bir saz bir sözdür.
Sakınan göze çöp batar.
Sakla samanı gelir zamanı.
Saman elinse samanlık senin.
Samanlığı dana bitirir.
Samanlıkta iğne aranmaz.
Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün bile kokmamış.
Sarımsağın sıkısından seyreği yeğdir.
Saygı sayana, terbiye alana göredir.
Sayılı koyunu kurt yemezmiş.
Sebepsiz kuş ötmez.
Sel gibi geldi, kum gibi kaldı.
Sel gider kumu kalır.
Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa.
Sen bilirsin deyince akan sular durur.
Sen eli görmezsin el seni görür.
Sen hod, ben hod, ineğe kim verecek ot.
Sen ölmeyince el terlemez.
Sen övme işin övsün.
Sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen, patlatırlar enseni.
Serçenin gönlünden şahinlik geçer.
Sev seni seveni hak ile yeksan olsa, sevme seni sevmeyeni Mısırda sultan olsa.
Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir.
Seyrek git dostuna, kalksın ayaküstüne.
Sıcakla zenginden zarar gelmez.
Sıçanın sidiğinin denize faydası olur.
Sırrını açma dostuna, oda söyler dostuna.
Sıcak ağıldan kuzu kaçmaz.
Sıçandan doğan kendir keser.
Sıkça varma dostuna, kalksın ayaküstüne.
Sinek pis değil, ama mide bulandırır.
Sirkeyi sarımsağı hesap eden, kelleyi paçayı yiyemez.
Sıpalı eşek yığın dağıtır.
Sonradan görmüş, dininden dönmüş.
Sora sora Bağdat bulunur.
Sorma kişinin aslini, sohbetinden bellidir.
Söz dinleyen evlat, kocasından erken kalkan avrat , rafan at, ne murattır ne murat.
Su içene yılan bile dokunmaz.
Su küçüğün sofra büyüğün.
Su akarken, testiyi doldurmalı.
Su bulanmayınca, durulmaz.
Su geldi teyemmüm bozuldu.
Suçu gelin etmişler, güveyi duran olmamış
Suyun durgun akanından, insanin yere bakanından kork.
Sükût, ikrardan gelir.
Sürüden ayrılanı, kurtlar yer.
Sütlü koyunu sürüden ayırmazlar.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
Şahin küçüktür ama turnayı gökten indirir.
Şeyh uçmaz, müridi uçurur.
Şeytan eniğini yitirse bulamaz.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
Şimşek çakmadan, gök gürlemez

 

 

MEMLEKETİM TOKAT